Birleşmiş Milletler (BM), kuruluşundan 80 yıl sonra tarihinin en büyük mali krizlerinden biriyle karşı karşıya. ABD Başkanı Donald Trump'ın küreselleşme karşıtı politikaları çerçevesinde ülkesini BM'den çekme ve finansmanı tamamen kesme ihtimali, halihazırda zor durumdaki kuruluşu iflasın eşiğine getirdi. Öyle ki, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, geçen yıl yaptığı açıklamada "Ne paramız var, ne de gücümüz" diyerek durumun vahametini gözler önüne sermişti.
Finansman Krizinin Derinleşen Gölgesi
BM'nin bütçesi, üye ülkelerin zorunlu aidatlarıyla oluşuyor. Ancak 193 üye ülkeden sadece 49'u 2025 yılı aidatlarını zamanında öderken, diğer ülkelerdeki gecikmeler ve yükümlülüklerini yerine getirmemeleri krizi tetikleyen ana unsurlardan biri. Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin, BM'nin toplam finansmanının yaklaşık yüzde 20'sini karşılıyor. Ancak Beyaz Saray'dan Nisan 2025'te sızan bir nota göre, ABD'nin BM ve barış gücü misyonlarına sağladığı finansmanın sonlandırılması önerisi masada. Bu durum, hâlihazırda ödemelerde gecikme yaşayan Çin'in de benzer bir adım atmasına neden olabilir.
Maaşlar ve Barış Gücü Risk Altında
Mali sıkıntıların doruk noktasına ulaşması durumunda, BM'nin temel operasyonları dahi aksayabilir. Kuruluş, ABD'nin zorunlu katkılarını durdurması halinde Eylül ayına kadar personel ve tedarikçilerine, 2025 sonuna kadar ise BM barış gücü askerlerine ödeme yapamayabilir. Cenevre'de geçtiğimiz ay yüzlerce BM çalışanının katıldığı bütçe kesintilerini protesto gösterisi, durumun ciddiyetini açıkça ortaya koydu. BM Cenevre İşçi Sendikası Başkanı Ian Richards, "BM personelinin sayısının azaltılması, kıtlıkla mücadele, eğitim ve yerinden edilmiş aileler için hayatta kalma araçlarının azaltılması anlamına geliyor" sözleriyle durumun insani boyutuna dikkat çekti.
Trump'ın İmzası ve Kongre'nin Kararı
Donald Trump'ın 4 Şubat'ta ABD'nin BM üyeliğinden çekilmesi ve ülkenin çeşitli uluslararası kuruluşlardaki katılımının gözden geçirilmesi için bir yürütme emri imzalaması, BM'nin geleceğine dair endişeleri daha da artırdı. Beyaz Saray'dan çıkan bu önerinin Amerikan Kongresi'nden geçip geçmeyeceği henüz belirsizliğini koruyor. Ancak Cumhuriyetçi Parti'nin çoğunlukta olduğu Kongre'den bu yönde bir karar çıkması, Birleşmiş Milletler'in iflasa kadar gitmesine neden olabilir.
Uluslararası barış ve güvenliği sağlamak, kalkınmayı ve insan haklarını geliştirmek amacıyla kurulan BM'nin, siyasi çatışmaların ve insani krizlerin tüm hızıyla sürdüğü bir dönemde böylesi bir mali çöküşle karşı karşıya kalması, uluslararası kamuoyunda derin endişelere yol açıyor. BM'nin bu krizden nasıl çıkacağı ve uluslararası sistemdeki rolünü sürdürüp sürdüremeyeceği, önümüzdeki dönemde uluslararası ilişkilerin en önemli gündem maddelerinden biri olacak.