Sosyal medyada yiyecek-içecek sektörünün “şov” odaklı tanıtımları hız kesmeden devam ediyor. Son örnek Konya’dan geldi. Kentin işlek noktalarından biri olan Aziziye Caddesi’nde bir mekan, reklam çekimi için cadde ortasına sofra kurdu. Duruma tepki gösteren vatandaşlar, bu tarz içeriklerin hem kamusal alanın işgaline hem de geleneklerin yanlış temsiline sebep olduğunu söylüyor.
Halk Canından Bezdi, Şovlar Bitmiyor
Son dönemlerde soğan doğrama gösterileri, hijyen dışı mutfak videoları ve sokakta pişirme seremonileri, sosyal medyada sıkça karşılaşılan içerikler haline geldi. Ünlü komedyen Cem Yılmaz’ın skeçlerine bile konu olan bu "şovlar", bazı mekanlar için sıradan bir tanıtım yöntemi haline geldi. Vatandaşlar ise, bu içeriklerin sayısının artmasından rahatsız.
Konyalılık Söylemi Ekmek Kapısı mı Oldu?
Cumhuriyet’ten bu yana iki kuşak geçmiş olmasına rağmen, bazı şehirler modern kimliklerini başarılı bir şekilde tanıtmayı başardı. Ancak Konya, hâlâ “Konyalı olmak” üzerinden sınıfsal bir söyleme sıkışmış durumda. Bu algı, bazı kesimler tarafından ekonomik kazanca dönüştürülüyor. Şehirde yapılan modern yatırımlar ve gelişmişlik seviyesi, “geleneksellik” maskesi altında gölgeleniyor.
Naciye Acaroğlu ile Geleneğe Vurgu
Mekan, reklamında bir dönem Acun Ilıcalı’nın yarışmasında adını duyuran Naciye Acaroğlu’nu oynattı. Acaroğlu, Konyalıların eskiden sokakta yemek yediğini savunarak çekimde geleneksel vurgular yaptı. Ancak sosyal medya kullanıcılarının büyük bölümü bu sahneleri, "nostaljiyi istismar eden bir pazarlama stratejisi" olarak değerlendirdi.
Sosyete Özentiliği ve Gelenekçilik El Ele
İronik biçimde, bu tür içerikleri yayan kesimlerin büyük çoğunluğu teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanan, sosyete özentisi yaşam tarzı sürdüren bireylerden oluşuyor. Modern hayatın konforundan vazgeçmeden, “gelenek” adı altında içerik üretmeleri, kent sosyolojisi açısından çelişkili bir olguya işaret ediyor.