Çumra Cuma Grubu’nun eski ve yeni müdavimleri, Çumra Belediyesi öncülüğünde düzenlenen toplantıda bir araya gelerek 40’ıncı yılını kutladı ve hasret giderdi.

Toplantıyı açış konuşmasında “Çumra Cuma Grubu’nun eski ve yeni müdavimlerimize, grubumuzun ilk 40.yılı münasebeti dolayısıyla bir araya gelelim diye davetimize icabet ettikleri için teşekkür ederim. Gecemiz ve toplantımız hayırlara vesile olsun” diyerek söze başlayan Çumra Belediye Başkanı Recep Candan, toplantıya katılanlardan, hatıralarını anlatırken Çumra’nın kırk yıllık tarihine de değinmelerini istedi. 

ÇUMRA CUMA GRUBU 1982’DE KURULDU
Çumra Cuma Grubu’nun kuruluş tarihiyle ilgili katılımcılara bilgi veren Dr. Ömer Yıldırım, Çatalhöyük şehri Çumra’nın neolitik çağdan itibaren pek çok insanı misafir ettiğini belirterek Çumra’nın kuruluşunun 1926 olduğunu söyledi. Yıldırım, Atatürk’ün Konya’yı ziyaretinde, Çumra’ya da uğrayarak güzel bulduğu için Çumra’nın ilçe olmasını istediğini dile getirdi. 1980 ihtilâlinden sonra herkesin eve kapandığı bir dönemde bundan rahatsız olmaya başlayan insanların, bir araya gelerek ‘Barana Kültürü’nü başlattıklarını hatırlatan Yıldırım, “Ben bu gruba askerlikten 1983’te geldikten sonra dahil oldum. Ama bu grup 1982’de kurulmuş. Önce kuruyemiş ve çay ile başlamış. Daha sonra MEDAŞ’ta çalışan Erhan kardeşimiz bizi çiğköfteye alıştırdı. Çumra grubu o şekilde devam edip gelmektedir. Bu grubun içinden belediye başkanları, milletvekilleri, bölge müdürleri ve bürokratlarımız çıkmışlardır. Burada herkesin ayrı derneği, görüşü ve bir partisi var. Ama burada gayet güzel anlaşıp, geçinip gidiyoruz. Osman Albayrak, Refik Saygın, Mustafa Avara, Ali Sarıoğlu ve Mehmet Aksoy bu grubun mihenk taşlarıydı.” dedi. 

“ÇUMRA CUMA GRUBU” MARKA OLMAYA ADAY

Makine Yüksek Mühendisi ve bürokrat Ali Altuntaş da, kardeşin kardeşe düşman olduğu 1980 öncesi günleri hatırlatarak şunları söyledi: “1982’nin kışında bir arkadaşın evinde fikir teatisi yaparken, farklı siyasi görüşlerden entelektüel bir grup oluşturma konusu gündeme geldi. Önce kitap okumaları ve özet çıkarmayla başladı. Hafta sonu Cuma akşamları toplandığımız için adı Cuma Grubu oldu. Sonra çiğköfte grubu falan dendi. Ama Çumra Cuma Grubu adı bu gruba yakıştı. Marka olmaya aday diye düşünüyorum. Her dönem ilahiyatçı arkadaşlarımız oldu. Alaeddin Kaya ve daha sonra Ali Çiftçi ve Dursun Aydın hocalar da grubumuza katıldı. 1989’dan sonra Konya’dan bir ekip geldi. Dr. Mustafa Güçlü, Lütfi İkiz, Mehmet Şendal, Kemal Cabioğlu, Turgut Sever Özbay’la grubumuz zenginleşti. Cemaat olmanın şöyle bir faydasını da gördük. Dört belediye başkan adayını medenî bir şekilde bir sofrada buluşturabiliyorduk. Kendi grubumuzdan sonunda bir başkan da çıktı. Kendisine başarılar diliyorum.” 

ÇUMRA GRUBU ÇOK ÖNEMLİ İZLER BIRAKTI

Yenigün Gazetesi Sahibi Mustafa Arslan ise, “Çumra bizim için doğduğumuz, doyduğumuz, heyecan duyduğumuz ve sevda ile bağlı olduğumuz bir ilçe” olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Çumra ister Çatalhöyük’ten başlatın, ister Cumhuriyetin ilk döneminden başlatın bir harman yeri. Bu harman yerinin kültürel kısmı da Çumra Cuma Grubu’nda. Aslında bizim burası bir nevi aşure! Aşure karmaşıklık değil, zenginliktir. Çumra toplumsal yapısıyla çeşitli ve değişik insanların bir arada yaşadığı, burada harmanlanıp ve bu potada eridiği mümbit bir coğrafya. Çumra Cuma Grubu’nun izlerini takip ettiğimizde bunları da görmek mümkün. Ben 1990’lı yılların başında Çumra grubuna katıldım. Geriye dönüp baktığımda; bizim kişilik inşamızda, kültür dünyamızın gelişmesinde, ümmete bakışımızda Çumra Grubu önemli bir iz bırakmıştır. Toplumları oluşturan, dinamik ve sağlam kılan cemaatteki samimiyet, Allah rızası ve Allah rızasından başka bir şey gütmeden birbirini sevmektir.”

GÜÇLÜ: “ÇUMRA’NIN ADI ‘ÇATALHÖYÜK’ OLSUN”

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de yaptığı selamlama konuşmasına, İslâm’ın ilk emrinin oku olduğunu belirterek “İnsanların bilgiye, ilme ve eğitime/tâlim ve terbiyeye muhtaç” olduğunu söyledi. İdeal eğitim yöntemlerinin günümüzde de tartışıldığını ve üzerinde ittifak edilmediğini ifade eden Güçlü, “Ben kulaktan beslenen ve daha çok dinleyerek öğrenen bir insanım. Benim uygun bulduğum yöntem, Hz. Peygamberin Ashab-ı Suffa’sı olan yöntemdir. Ashab ve insanlar 7/24 saat bu sohbet tarzından faydalanırdı. Ashab-ı Suffa bir eğitim metodudur. Bana ve mensubu olduğum ve pratik ile aksiyon tarafı ağır basan Türk milletine de insanları dinleyerek öğrenme metodu, yâni sohbet ortamları ve sohbet kültürü uygun bir yöntem.” dedi. Güçlü ayrıca, Çumra adının “Çatalhöyük” olarak değiştirilmesi teklifinde bulunarak “Çumralılara ve Çumra’yı yönetenlere önerim şu: Çumra adını “Çatalhöyük” olarak değiştirirseniz, dünyada daha çok tanınan bir şehir olursunuz. İsterseniz bir düşünün” diye konuştu. 

konya-cumra-ismi-değissin-20-aralik-2022

TÜRKER: AYNI KİLİMİN DESENLERİYİZ

Kitap Kurdu Mustafa Sinan Ümit, HİSDER Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar ve Çumra eski Belediye Başkanı Mehmet Zeki Türker de birer kısa konuşma yaptılar. M. Zeki Türker, 1957 yılında ilkokul öğrencisiyken ilk defa sinemayı bu taş binada seyrettiğini belirterek Çatalhöyük’le ilgili şu ifadelere yer verdi: “Selçuk Üniversitesi’nde Azerbaycanlı ressam bir öğretim üyesi, bana, Çatalhöyük’teki duvar resimleri, Türkistan’daki halı ve kilim motifleriyle aynı, dedi. Sizin buradaki Yörük-Türkmen kilim motifleri de birbirine benziyor. Başkanım, Anadolu insanı burada dedi. Anadolu ezelde de Türk’ündü ebette de Türk’ün olacak, inşallah” dedi. Bu grup, milliyetçi-mukaddesatçı kardeşlerimizin kurduğu ve esnaf arkadaşlarımızın desteklediği bir gruptu. Başkanlık dönemimden önce de bu gruba katıldım. Başkanlık bittikten sonra ise sürekli Çumra Grubu’na katıldım. Bu gruptan çok faydalandım. Nice kırklı yıllara…” 

Elliye yakın kişinin katıldığı grup toplantısında söz alan diğer kişiler de Çumra’yla ilgili hatırasını paylaştılar. Çumra Belediyesi Başkanı Av. Recep Candan’ın ev sahipliğinde ve Sultan Abdülhamid Han Kültür Evi’nde gerçekleştirilen toplantı, çiğköfte ikramı ve toplu çekilen hatıra fotoğrafı ile son buldu.