İstanbul'da, pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş bir gün devriye görevi yapan iki polis memuru, park halindeki bir aracın yanında bulunan iki erkeğin cinsel ilişki yaşadığını gözlemledi. Ancak olayın gelişimi, adaletin ve dürüstlüğün öne çıktığı bir hikayeye dönüştü.

Polisler ilk olarak kimlik kontrolü yaptı ve sokağa çıkma yasağını ihlal ettikleri gerekçesiyle herhangi bir idari para cezası uygulamadılar. Ancak, bu noktada işler beklenmedik bir hal aldı. İki polis memuru, cinsel ilişki yaşayan iki kişiye, "İşlem yapmamamız karşılığında 20 bin TL ödemeniz gerekecek" diyerek rüşvet talebinde bulundu. İlk etapta rüşvetin bir kısmı ödendi, ancak geri kalan miktar verilmedi.

Cesur iki vatandaş, polislerin rüşvet taleplerini karşılamayı reddedip karakola başvurdu. Burada yaşadıkları olayı ve rüşvet talebini ayrıntılı bir şekilde anlattılar. Karakol polisi, durumu hemen savcıya bildirdi ve işte bu noktadan sonra adalet işlemeye başladı.

Rüşvet pazarlığı, bir vatandaşın sessizce ses kaydı alarak belgelemesiyle ortaya çıktı. Polislerin ve vatandaşların arasındaki pazarlık, ses kaydına döküldü ve bu kayıt, polislerin rüşvet taleplerini kanıtladı. Taraflar arasında anlaşma sağlandı, ancak hala verilmemiş olan 19 bin TL, belirli bir noktada teslim edilme kararı alındı.

Z. D. adlı vatandaş, polis memuru Ahmet Y. ile iletişime geçerek 19 bin TL'yi teslim etmek istediğini bildirdi. Ancak bu buluşma anı, polislerin meslektaşları tarafından izlendi ve suçüstü yakalandılar. İki polis memuru derhal gözaltına alındı.

Yargılama sürecinde iki sanık suçlamaları kabul etmese de, mahkeme tarafından "rüşvet almaktan" suçlu bulundular ve her birine 3 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme kararı İstinaf Mahkemesi tarafından onandı ve bu karar kesinleşti.

Bu olay, hukukun üstünlüğünün ve adaletin önemini bir kez daha vurguluyor ve polis gücünün kötüye kullanılmasının ciddi sonuçları olduğunu gösteriyor.