Kunduracı bir babanın oğlu olarak çalışma hayatına babasının yanında başladığını kaydederek sözlerine başlayan Atiker “Kapu Camiinin orada dükkânımız vardı, babam ilkokuldan sonra benim de ayakkabıcı olmamı istedi. Saray Çarşısı ve Karaman Caddesi'nde iki sene kunduracılık yaptıktan sonra babama bu işi yapmak istemediğimi söyledim. O yıllarda Konya’da yedi torna atölyesi vardı. Hepsiyle görüştük ama kimse bir başkasının yanından ayrılan adamı işe almıyordu. Araya hatır girdi ve bu sektörde askere kadar çalıştım” dedi.

Askerlik dönüşünde babasının “Dükkâna gel” çağrısını yine geri çevirdiğini anlatan Atiker “Karaman yolunda evimizin yanındaki samanlığı yıkıp yirmi metrekare, üstü hasır kaplı bir dükkân yapıp soğuk demirciliğe başladım. Derme çatma gibi olduğundan ruhsatı zor verdiler. Fırsat buldukça gazeteleri okuyordum ve Konya'da boru imalatı olmadığını gördüm. Bir sondajının yanında Ankara’daki boru fabrikasına gidip makinaları inceledim. Dönüşümde Yatağanlı Ali Usta'dan boru makinaları yapmak için yardım istedim. Makinaları yaptık ve Konya’da ilk boru imalarına biz başladık” diye konuştu.

mehmet-ali-atiker-konya-sanayisi-3

Sonraki yıllarda Konya’da ilk plastik boru üretimini de kendisinin yaptığını da anlatan Atiker “Bu sektöre Bir fabrikanın makinalarını satın alarak girdim. Bana personel de teklif ettiler. Bazı elemanlarını, iki katı maaş vererek getirdik ve otele yerleştirdik ama adamlar Konya’da sosyal hayat ve faaliyet olmadığı için durmadılar” diyerek konuşmasını sürdürdü.

İş hayatında en büyük üzüntülerini de dile getiren Atiker “75 yıllık ömrümde en üzüldüğüm şeylerden biri Konyalılar olarak Çimento fabrikasını, bir diğeri Seydişehir Alüminyum Fabrikasını alamamaktır. Halbuki Konya’daki yastık altı paralar bu fabrikaları almaya yeterdi. On kişi bir araya gelip holding kurmak için beraberlik oluşturamadık. Konya’da Ayakkabıcılık var ama marka yok, Tekstilcilik var ama marka yok gençlerin sermayeyi birleştirmeyi öğrenmesi lâzım. Mesela Belediye Başkanları da bu işe öncülük edebilirler” diye konuştu.

mehmet-ali-atiker-konya-sanayisi-2

Konya’da ortaklıkları da sorunlarla bittiğini anlatan Atiker “İki kardeş on-on beş sene beraber çalışıp ayrılıyorlar. İkisi de aynı sektörde küçülmek zorunda kalıyor. Sonra bakıyoruz biri batmış, diğeri daha da küçülmüş. Bir de Konya sanayii Çine’ benzer… Biz üretiriz ama Ankaralılar, İstanbullular satar ve nereye kaça sattığını bilmeyiz. Çin’de böyledir” şeklinde konuşarak devam etti.

Konyalı iş adamlarının kendisinden akıllı insanlar çalıştırmadıklarına dikkat çeken Atiker sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim dört önemli kriterim var. Birincisi reklam vermekten kaçınmayacaksın, ikincisi meslek değiştirmeye ve geliştirmeye önem vereceksin, üçüncüsü Konya plakalı arabaya bineceksin ve dördüncüsü benim iş yerimde odam fabrikanın giriş katında olur.”

mehmet-ali-atiker-konya-sanayisi

Konya’da reklam sektörünün de doğru anlaşılamadığının altını çizen Atiker “Biz Kurtlar Vadisi filmine reklam verince bana o paraya dört daire alıp daha çok kâr edeceğimi söyleyenler oldu. Ama biz Türk Cumhuriyetleri ile ticaretimizi geliştirmek istiyorduk ve o reklamın çok büyük faydasını gördük. Sanayici çok gezmeli ve kazandığının yarısını teknolojiye yatırmalıdır. Fuarları takip etmelidir. Teknoloji çok önemli hale geldi. Önce 80 kişinin çalıştığı yerde bugün robotlarla dört kişi çalışıyor. Tezgâhların hepsi otomatik hale dönüştü” dedi.

Günümüzde sermayeden çok çalışacak adama ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Atiker “Şimdi gençlerin yüzde 75'i üniversiteli ama bunlar hem aileye hem de devlete yük olacak. Çünkü iş bulursa öpsün başına koysun. Üniversiteyi bitiren masa başında iş istiyor. Demiri, kömürü bilmeyen masaya oturmak istiyor. Beş sene sonra bugünden çok daha fazla işsiz insanımız olabilir. Bugün ülkemizdeki göçmenlerin gönderilmesini söyleyen siyasetçiler var ama sanayide, tarımda, ziraatta, hayvancılıkta çalışanların pek çoğu yabancıdır. Afganları gönderseniz hayvancılıkta çalışacak adam bulunmazsınız” diyerek konuşmasına devam etti.

Mühendisin asgari ücretle marketlerde kasiyerlik yaptığı günümüzde sanayicilerin 18 bin lira maaşla kaynakçı aradığına dikkat çeken Atiker “Ben bugün işleri çocuklarıma devrederek onları takip ediyorum ama beş sene öncesine kadar günde 16-18 saat çalışan bir insandım. Ömer İzmir’de Jeoloji Mühendisliği okurken, oraya da bir işyeri açmaya karar verdik çünkü ikinci öğretimde okuyordu ve gündüzleri boştu. Çok iyi yapmışız, Ömer hem okudu hem de orada işimizi geliştirdi” diyerek konuşmasını tamamladı.

Daha sonra söz alan önceki dönem milletvekili Mustafa Kabakcı, Konya’ya hizmetleri nedeniyle M. Ali Atiker’e teşekkür etti. Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ile Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit’te günün anısına Atiker’e muhtelif kitaplar hediye etti.