Türk Sineması'nın unutulmaz ismi Yılmaz Güney'in hayatı, sadece sinema kariyeriyle değil, yaşadığı zorlu süreçlerle de dolu. Konya'ya sürgün edildiği zaman diliminde yaşadıkları, döneme damgasını vuran olaylar arasında önemli bir yer tutuyor.

1962 Aralık'ta İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi olan Yılmaz Güney, yazdığı bir öykü nedeniyle "Üç bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri"nde toplumu sınıflara bölmekle suçlanarak 6 ay sürgün cezası almak üzere Konya'ya geldi. Bu süreçte, dönemin ünlü kabadayısı Miço Mustafa ile tanıştı ve aralarında derin bir dostluk başladı.

Miço Mustafa'nın etkisiyle Konya'nın yer altı dünyasına dair senaryolar üzerinde çalışan Güney, "İkisi de Cesurdu" filmiyle bu süreci sinemaya yansıttı. Film, Miço Mustafa'nın hayatını anlatan ve Güney'in de öykülerini içeren önemli bir yapıt olarak sinemaseverlerle buluştu.

Ancak, 1974 yılında Konya'ya tekrar ziyaret etmek üzere olan Güney'in planları, dava ve hapis cezası nedeniyle film çekilemez hale geldi. Dolav semtine dair hazırladığı senaryo ve "Güneş Doğarken" filmi, dönemin koşulları sebebiyle gerçekleşemedi.

Güney'in Konya'daki sürgün günlerinde, futbol ve Konya İdmanyurdu Spor ile ilişkisi de dikkat çekiciydi. Miço Mustafa'nın futbolseverliği sayesinde Güney, futbolcularla dostluk kurdu ve bu anılar fotoğraflarla da belgelendi.

Aşk, dostluk, sürgün, sanat ve yaşamın acı-tatlı anları... Yılmaz Güney'in Konya'da geçirdiği günler, Türk Sineması'nın efsane ismi için unutulmaz anılarla dolu bir döneme işaret ediyor.

Yılmaz Güney'in hayatına ve Konya'da geçirdiği sürgün günlerine dair bu detaylar, onun sinema ve sanat dünyasına etkilerini ve o dönemin ruhunu anlamak adına önemli bir pencere sunuyor. Bu sürecin detayları, zamanın tanıkları ve araştırmacılar tarafından ayrıntılı bir şekilde belgelenmiş durumda.

Yılmaz Güney'in Konya'daki izleri, dostlukları ve yaşadığı anılar, Türk Sineması'nın efsane isminin hayatına dair önemli bir puzzle parçası olarak tarihe geçiyor.