İş kanunlarında 20 yılın ardından kapsamlı bir değişiklik yapılması gündemde.

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu, milyonlarca çalışanı ilgilendiren iş kanunlarında değişiklik çalışması başlattı. 1952 tarihli Basın İş Kanunu, 1967 tarihli Deniz İş Kanunu ve diğer tüm çalışanları kapsayan 2003 tarihli İş Kanunu’nda değişiklik yapılacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da iş kanunlarında yapılacak değişiklikler konusunda Üçlü Danışma Kurulu’nda yer alan işçi ve işveren örgütleri ile iki gün alt komisyon toplantıları gerçekleştirdi.

İşçi ve işveren örgütlerinin temsilcileri iş kanunlarının tek bir kanunda birleştirilmesi halinde kaos yaşanacağını belirterek karşı çıktılar. Kanunları birleştirmek yerine her kanunla ilgili ayrı ayrı revizyon yapılmasını önerdiler.

İş kanunlarında yapılacak değişikliklere ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2024-2028 Stratejik Planı’nda şu hususlar yer aldı:

  • İş Kanununda yer alan mevcut esnek çalışma düzenlemelerinin etkinleştirilmesi gerekmektedir.
  • İşçi açısından yaşamsal öneme sahip olan ücretin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde kast unsurunun aranması, idari para cezası açısından caydırıcılık unsurunu azaltmaktadır.
  • Mevcut düzenlemede ücretin günlük ya da maktu belirleneceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından ayın 28, 29, 30 veya 31 gün sürmesi hallerinde ücretin ne şekilde belirleneceği ve ödeneceği konusunda farklı uygulamalar ve ihtilaflar ortaya çıkmaktadır.
  • Çalışma sürelerinin belgelendirilmemesine ilişkin idari para cezası öngörülmediğinden çalışanların haklarının belirlenmesi ve ihtilafların ortadan kaldırılması güçleşmektedir.
  • Kanunda genel tatil ücretinin ödenmemesine ilişkin idari para cezası açıkça öngörülmediğinden sorun yaşanmaktadır.
  • Nihai işlem ortaya çıkmadan önce iş müfettişlerince düzenlenen tespit tutanaklarına dava açılması, farklı ve birbirine aykırı olabilecek kararların verilmesine, ortaya çıkmasına neden olmakta, teftişler nihayetlenmeden önce ihtilafa konu olmaktadır.
  • 4857 Sayılı Kanun kapsamında bulunmayan “50’den az işçi çalıştırılan tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerleri” ile “Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde çalışan işçiler” kanunda yer alan ve Anayasal bir hak olan yıllık ücretli izin hükümlerinden faydalanamamaktadır.
  • İşçilerin işyerinde çalışmalarına engel teşkil edecek yaş, cinsiyet ve sağlık durumlarının varlığı halinde bunlar çalışmaktan alıkonulamadığı için sağlık ve vücut bütünlüklerinin korunması etkin bir şekilde temin edilememektedir.
  • İş Kanunu kapsamında bulunmayan çocuk çalışanlarla ilgili mevzuat düzenlemesine ihtiyaç bulunmaktadır.

İş kanunlarında yapılacak değişikliklerin işçi ve işveren açısından önemli etkileri olacağı öngörülüyor.

İşçiler açısından, ücretlerin daha düzenli ödenmesi, çalışma sürelerinin daha şeffaf hale getirilmesi, yıllık ücretli izin hakkının daha geniş kitlelere yayılması, sağlık ve vücut bütünlüğünün korunmasına yönelik önlemlerin artırılması gibi olumlu gelişmeler yaşanması bekleniyor.

İşverenler açısından ise, esnek çalışma düzenlemelerinin daha etkin kullanılması, işyerlerinde yaşanan ihtilafların azaltılması, idari para cezalarının caydırıcı hale getirilmesi gibi avantajlar elde edilmesi bekleniyor.

İş kanunlarında yapılacak değişikliklerin ne zaman yürürlüğe gireceği henüz belli değil.