Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve bin 400 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi'nin bilirkişi raporundan çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. 6 Şubat tarihinde meydana gelen depremlerde büyük bir faciaya yol açan Ebrar Sitesi'ndeki apartmanların yıkılma nedenleri incelenirken, raporun içeriği dikkat çekici ayrıntılarla dolu.

Raporda, yıkılan binaların enkazının hızla kaldırılmış olmasının, kolonların ve taşıyıcı sistemlerin kesilip kesilmediği gibi kritik tespitlerin yapılamamasına neden olduğu ifade edildi. Rapor aynı zamanda, sitedeki temel beton dayanımlarının projelere uygun olduğunu, ancak üst yapıların beton dayanımlarının projedeki değerlerin çok altında kaldığını da ortaya koydu.

Bir bağımsız bilirkişi olan Prof. Dr. Can Balkaya, raporu incelediğinde yapısal sistem statik proje değerlendirmesinin yapılmamış olmasını büyük bir eksiklik olarak değerlendirdi. Balkaya, temel beton dayanımlarının projeye uygun bulunmasına rağmen, bölgedeki sıvılaşmanın araştırılmadığını ve mutlaka zemin etüdü ile ilgili ayrı bir inceleme yapılması gerektiğini vurguladı.

Raporun bir diğer önemli noktası ise enkazın hızla kaldırılmasının sonucunda kolonların ve taşıyıcı sistemlerin kesilip kesilmediğinin tespit edilemediği, ayrıca demirlerin numunenin içinde dağılması nedeniyle analiz edilemediği yönündeydi.

Ebrar Sitesi'ndeki 6 Şubat depremi sonucunda 9 katlı K Blok'un 4 katı ile 10 katlı Serdar Bey Apartmanı'nın 7 katı toprağa gömüldü. Ancak bilirkişi raporuna göre, demir örnekleri alınamadığı için yeraltı su seviyesinin yarattığı tahribat açıklanamadı. Rapor, zemin sıvılaşmasının incelenmesi hakkında da yetersiz bilgi içeriyordu.

Daha önce AFAD'ın 2020 raporunda, Ebrar Sitesi'nin bulunduğu bölgedeki zemin sıvılaşmasına dikkat çekilmiş ve olası bir depremde binaların dayanıksız olduğu için yıkılacağı belirtilmişti. Ancak sadece 3 yıl sonra meydana gelen depremlerde Ebrar Sitesi içindeki birçok apartman yıkıldı ve bin 400'e yakın vatandaş hayatını kaybetti.

Kahramanmaraş'taki Ebrar Sitesi'nin yıkıldığı depremin ardından gelen skandal rapor, güvenli yapılaşmanın ve deprem öncesi önlemlerin hayati önemini bir kez daha vurguluyor.